STK’lar devletin girmediği alanlara girebiliyor

Bal-Türk'ten Haberler Haberler Söyleşiler Yazılar
İçeriği Paylaş

Kocaeli bir sanayi bölgesi… İş imkanının diğer illerden fazla olması ilimizi her devirde bir cazibe merkezi haline getirdi;

Türkiye`nin her bölgesinden ekmeğinin peşinde koşan binlerce aileyi kentimize çekti. Bu nedenle ilginç bir kültür mozaiğinin içerisinde yaşıyoruz. Çeşitli bölgelerden gelen çeşitli etnik kökenlere mensup insanlarla, onların gelenek görenekleri, yöresel mutfakları, kültürel değerleriyle her geçen gün biraz daha çoğalıyor, renkleniyoruz.
*** 
Bu durum haliyle Kocaeli`yi bir hemşeri dernekleri cenneti haline getirdi. Kendi kültürel mirasını ve adetlerini korumak, memleketlerinden uzak bir ilde dayanışma içinde olmak, birlik ve beraberliğini doğduğu yerde olduğu gibi doyduğu yerde de korumak isteyen insanlar dernek çatıları altında toplandı. Bu derneklerden bir kısmı ‘tabela derneği` olmaktan öteye geçemese de birçoğu amacına ulaştı. Üye sayıları günden güne çoğaldı ve etkinlikleriyle kent gündeminde sık sık yer bulmayı başardı.
*** 
Biz de ilimizde çok sayıda bulunan hemşeri derneklerinin ne gibi faaliyetler içinde olduğunu, bu derneklerin yöneticilerini, neleri başardıklarını merak ettik, bu soruların yanıtını bulmak için de kapılarını çalmaya karar verdik. İlk konuğumuz Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Dr. Bayram Çolakoğlu oldu. Kendisiyle derneğin Sekapark`ta bulunan Kültür Evi`nde buluştuk, hem derneğin faaliyetleri hakkında merak ettiklerimizi sorduk, hem de Balkan Türkleri`nin gelenekleri, görenekleri, yöresel özellikleri hakkında bilgi aldık. Ortaya ilgiyle okuyacağınız bir söyleşi çıktı… 
Bayram Bey, BAL-TÜRK`ün kuruluş amacı nedir?
Derneğimiz Balkan Yarımadası`ndan anavatana göç etmiş, halen Balkan Yarımadası`nda yaşamakta oaln ve bundan sonra da göç edecek soydaşlarımızı bir araya getirmek; onların ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarına çözüm bulmak; kültür miraslarımıza sahip çıkarak örf ve adetlerimizi yaşatmak amacıyla kuruldu. Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkmak, bunları gelecek nesillere aktarmak için çalışmalar yapmak da amaçlarımız arasında.

BAL-TÜRK ne zaman kurulmuş? Kurucu başkanınız kimdir?
BAL-TÜRK 1984 yılında Bulgaristan`da yaşayan Türkler`in adlarını, Bulgar adlarıyla değiştirmeye zorlanmasıyla başlayan asimilasyon hareketine bir tepki olarak, 1985 yılında Hüsmen Erdoğan beyefendi tarafından kuruldu.

Hüsmen Bey`den sonra BAL-TÜRK`e kimler başkanlık yaptı?
İkinci başkanımız, Hüsrev Sipahi oldu, daha sonra sırasıyla Beşir Keskin, Mehmet Albar, Muhsin Moralı ve Bülent Karagöz başkanlık görevinde bulundu. 2010 yılından beri de bu görevi ben yürütüyorum.

KÜLTÜR GEZİLERİ DÜZENLİYORUZ

Peki, şu anda yönetim kurulunuzda kimler var?
Yönetim kurulumuz Adnan Metin, Doğan Aydın, Hatice Korkmaz, Gülşah Arkut, Süleyman Kızılkaya, Halit Meriç, Şükrü Ar, Mestan Okan,  Erol Meyzin, Selçuk Koç, Gencay Işık ve Nurullah Şen`den oluşuyor.

Bayram Bey, BAL-TÜRK`ün şubesi var mı? Üye sanınız nedir?
BAL-TÜRK Bursa, İzmir ve İzmit`te eş zamanlı olarak kurulmuş bir dernek. Kocaeli`de Karamürsel,Derince, Körfez, Gebze, ve Çayırova ile 5 şubemiz, 2 bin 500 de üyemiz var.
Dernek olarak ne gibi faaliyetleriniz var? Etkinlikler düzenliyor musunuz?
Elbette… Örneğin kültür gezileri düzenliyoruz. Bu gezilerde katılımcılarımızı Bulgaristan`daki Türk köylerine ve tarihi yerlere götürüyoruz. Ayrıca kardeş şehirlerimiz var. Bu vesileyle yapılan karşılıklı ziyaretlerde önyargılar kırılıyor, hem sosyal hem de ticari ilişkiler kuruluyor. Devletin dış siyasetine katkı sağlanıyor, çünkü sivil toplum kuruluşları devletin girmediği alanlara girebiliyor.

SİVİL TOPLUM AKADEMİSİ

Sizin büyük piknikleriniz oluyor, değil mi?
Doğru… Her yıl mutlaka büyük bir piknik düzenleriz. Bunun dışında gençlik kollarımızın düzenlediği dağ yürüyüşlerimiz ve kar eğlencemiz vardır. Bir de her yıl Kadınlar Günü`nde bir gece tertip ederiz.

Bir de bildiğim kadarıyla Sivil Toplum Akademisi çalışmanız vardı, değil mi?
Evet, bu çalışmayla Bulgaristan`dan ilimize davet ettiğimiz 42 gence, 3 gün süreyle örgütlenmeyle ilgili eğitimler verdik. Oldukça başarılı bir faaliyet oldu ve gençlerimiz bizden aldığı eğitimden sonra Bulgaristan`da 4 noktada dernek kurdu.

Bayram Bey, şu anda bulunduğumuz Balkan Kültür Evi son derece sempatik olmasının yanında çok da donanımlı görünüyor. Burada neler yapıyorsunuz?
Pek çok faaliyetimiz için burayı kullanıyoruz. Şu anda bulunduğumuz salonda toplantılar, seminerler düzenliyoruz. Bir sergi salonumuz, kütüphanemiz, toplantı odamız var. Burada yabancı dil kursları da veriyoruz.

DİL KURSU VERİYORUZ

Öyle mi? Hangi dillerde kurs veriyorsunuz?
Boşnakça, Bulgarca ve Yunanca dersleri veriyoruz.

Peki, bu kurslar her zaman var mı?
Her 7 kişi için bir sınıf açıyoruz. Bu kurslardan faydalanmak isteyen herkes derneğimize başvurarak ya da internet sitemizden bilgi alabilir.

Bayram Bey, biraz da gelenek-göreneklerinizden bahsetmek istiyorum… Burada bizim kutladıklarımızdan farklı bir özel gününüz var mı?
Var denemez… Dini bayramlar, Hıdrellez gibi bütün özel günlerimiz aynı. Belki kutlanış şeklinde biraz fark olabilir.

TATLI KABAĞINDAN BÖREK

Nasıl bir fark?
Mesela, bizde bayram arifelerinde ‘ateş kokutma` denilen bir hamur işi yapılır ve komşulara dağıtılır. Ayrıca her bayramda mutlaka baklavalar açılır.

Ateş kokutmadan başka töresel lezzetleriniz var mı?
Var tabii… Su böreğimiz meşhurdur, hatta benim annemin bu konuda madalyası bile vardır. Bundan başka, her evde mutlaka ‘kaçamak` pişer.

İsmi çok sevimli, eminim kendisi de lezzetlidir. Kaçamak nasıl yapılıyor?
Kaçamak mısır unu, su, tuz, tereyağı, peynir ya da etle pişirilen çok lezzetli bir yemek. Biraz Karadenizliler`in mıhlamasını andırır ve evlerimizde çok sık pişirilir. Kaçamaktan başka, pirincin et ile birlikte pişirilmesinden oluşan ‘kapama`mız vardır. Ancak en özel yemeğimiz kabak böreğidir. Tatlı kabağından yapılır ve çok lezzetli olur.

ÜYE OLMAK İÇİN

Bayram Bey, siz böyle anlatınca insanın derneğe üye olası geliyor… İlimizde bu yemeklerin pişirildiği bir mekan var mı?
Maalesef böyle bir yok. Biz yöresel yemeklerimizi ancak evlerimizde pişirip yiyoruz. Ancak Kültür Evi`nde zaman zaman böyle bir etkinlik yapılıp yöresel yemeklerimizi herkesle paylaşabiliriz.

Peki, yöresel halk oyunlarınız nelerdir?
Şu sıralar her düğünde oynanan ‘damat karşılaması` bizim yöremize ait bir oyundur. Bunun dışında ‘ramo` oyumunuz ve ‘Osman Ağa` şarkımız çok meşhurdur.

Bayram Bey, sizi ve derneğinizi tanıdığıma çok memnun oldum. Son olarak derneğe üye olmak isteyen kişilerde aranan şartları sormak istiyorum.
..
Çok teşekkür ederim, Zeynep Hanım. Kapımız bize destek olmak isteyen herkese açık. BAL-TÜRK`e üye olmak için illa göçmen olmaya da gerek yok üstelik. Sadece yıllık 10 TL gibi sembolik bir aidatımız var.
Zeynep AKAR – Bizim Kocaeli

İçeriği Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.