Yunanistan’ı satmak, çok özel bir mesele

Balkanlardan Haberler
İçeriği Paylaş

Maaş kesintileri, vergi zamları, emekli aylığı kesintileri ve işten çıkarmalar … Yunanistan, 109 milyar avroluk birinci kurtarma kredisi, ardından da plananan 130 milyar avroluk ikinci bir kurtarma kredisi alarak ülkeyi iflastan kurtarmak ve uluslararası alacaklıları memnun etmek için neredeyse her şeyi denedi. Ancak Yunanistan’ı kurtaracak tasarının dayanağı olan AB Troykasından -AK, IMF ve Avrupa Merkez Bankası (ECB)- gelen baskıya rağmen, özelleştirmede geri kalındı.

Ülke 344 milyar avroluk bir borç tutarı ve %10 civarında bir açıkla boğuşurken, eski ECB Başkan Yardımcısı Lucas Papademos başkanlığındaki geçici bir koalisyon hükümeti, özelleştirme planları programın ve umutların gerisinde giderken cankurtaran kredileri almakla ve bunlarla birlikte gelen tasarruf tedbirlerini uygulamakla suçlanıyor.

Özelleştirme fonu TAIPED’in başkanı Yiannis Koukiadis SETimes‘a verdiği demeçte, zor zamanların Yunanistan’ın aleyhinde çalıştığını söyledi.

Koukiadis, “Pazarda güvensizlik olduğunu ve bunun da alıcıların ilgisini sınırladığını” bildiklerini, ancak bunun yakında değişeceğini düşündüğünü söyledi. Başkan, “Bu özelleştirme Troyka tarafından yönetildi ve onların mantığı borcu geri ödemekti.” dedi.

Koukiadis, “Bu mantık, herhangi bir fiyata satmak değil. Kâr getirecek ve devlet açısından buna değecek bir fiyat bulmak zorundayız. Özelleştirmeyle, kalkınma ve istihdam olanakları ortaya çıkacaktır.” diye ekledi.

Yunanistan At Yarışı Örgütü’nün (ODIE) Fransız MPU’ya satılma olasılığı olmasına karşın, Koukiadis Alman Hochtief şirketinin uluslararası havalimanını işletme anlaşmasını uzatmak istemediğini ve genel olarak hedeflerin gerisinde kalındığını söyledi.

Koukiadis, “Önemli bir teklif olmazsa, tasfiye satışı yapmakla suçlanmadan devlet mallarından nasıl yararlanılabilir?” diye soruyor. Başkan, 9,3 milyar avro daha para toplanmasına ilişkin 2012 hedefinin şu anda gerçekçi olmadığını belirtti.

Atina Üniversitesi sosyoloji öğretim üyesi Aliki Mouriki, alıcıların Yunanistan’ın çaresiz durumda olduğunu bildiğini ve yangın satışında devreye girmeyi bekliyor olabileceklerini söyledi.

SETimes‘a konuşan Mouriki, “Zamanlama çok kötü. Özelleştirme çabalarının birçoğu daha önce, fiyatlar çok daha yüksekken yapılmalıydı.” dedi.

Mouriki, bazı kamusal faaliyetlerin kâr elde etmeyi bilen şirketlere satılmalarını gerektirecek kadar kötü yürütüldüğünü de kaydetti.

Profesör, “Fransızlar demiryollarını satın almakla ilgileniyorlar ve onları yönetmede bizden çok daha iyiler.” dedi.

OSE bu yıl 213 milyon avrodan fazla zarar edecek ve toplam 10,7 milyar avroluk borcu var. Bu da bazı güzergâhlarda on yıllardır neredeyse boş trenler çalıştırmanın ve bazı işçilere yılda 60 bin avroya -bir öğretmen maaşının beş katı- varan maaşlar ödemenin bir sonucu.

Ancak Mouriki,Yunanistan’ın fazla seçeneği kalmadığını söyledi. “Mallarınızı düşük fiyata mı satmak daha iyi, yoksa iflas etmek mi?” diye soruyor.

Yunanistan, potansiyel alıcıların bir fırsat görmesini umuyor. OPAP, Kasım ayında hükümete 35 bin videolu piyango terminaline lisans vermesi için 474 milyon avro para ödedi ve hükümet, operasyonun %34’ünü satmak istiyor. Yunanistan daha önce Balkan telekom devi OTE’nin %10 hissesini Alman Deutsche Telekom’a satarak 390 milyon avro gelir elde etmişti.

Fakat, sendikaların direnmesi ve satışa karşı ufukta görünen itirazı yüzünden bu hiç de kolay olmadı. Hükümet, devlet piyangolarından elde edilecek geliri, önümüzdeki on yıl boyunca özel amaçlı bir limited şirkete aktarmayı planlıyor. Bu şirketin hisseleri de özel yatırımcılara satılacak.

Atina’daki Ekonomik ve Uluslararası lişkiler Enstitüsü müdürü Haralambo Tsardanis SETimes’a verdiği demeçte, Yunanistan ve Troyka’nın kriz sırasında Yunanistan’ın mallarına fazla değer biçtiğini söyledi.

“Gerek prosedürler gerekse yeni birim, tesislerden bazılarının satışıyla ilgili devasa zorlukların üstesinden gelmeye hazır değildi. Ne yapmaya çalıştıkları pek açık değil.” diyen Tsardanis, “Ucuza satmak istemiyorlar ve şu anda o kadar hırslı olmamalarının nedeni de bu, ve bunu Troyka bile anlıyor.” diye ekledi.

Enerji Bakanı Yorgo Papaconstantinou Ekim ayı sonlarında yaptığı açıklamada, Yunanistan’ın alabileceği her şeye ihtiyacı olacağını, zira kamu malları ve tesislerden birçoğunun ülkeyi bir servet değerinde zarara uğrattığını söyledi.

Bu varlıklara ve kamu mallarına, bazı Alman eleştirmenlerden gelen taleplere rağmen Akropol gibi hazineler olmamakla birlikte, şu anda satılmaları veya kiralanmaları halinde ekonomik sorunlardan bir nevi kısmi kurtuluş gözüyle bakılıyor.

Alman yatırımıyla mahmuzlanan ve Troyka’ya göre borç ödemesine ayrılmış 15,7 milyar avroluk gelir üretebilecek Helios adlı 10 gigawatt’lık devasa bir güneş enerjisi projesi gibi bazı verimli varlıklar olmasına karşın, bunların gelişmesi 2050’yi bulabilir.

Ülkenin en büyük memur sendikası ADEDY’nin ulusal işlerden sorumlu sekreteri Vassilis Xenakis, üyelerinin, maaş kesintileri, vergi zamları, emekli aylığı kesintileri ve işten çıkarılma bekleyen on binlerce çalışan sonrasında birden fazla cephede ekonomik hayatta kalma mücadelesi verdiğini ve özelleştirmenin de bir başka endişe kaynağı olduğunu söyledi.

Xenakis, kamu sektörünün sağladığı hizmetlerin hükümet kontrolünde kalması gerektiğini söyledi.SETimes‘a konuşan Xenakis, “Sosyal yardımlarımız için, maaşlarımız için savaşıyoruz.” dedi.

Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.

İçeriği Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.