Savcılık, Bulgarlaştırma süreci davasını sonuçlandırmadığı için iki mağdura daha tazminat ödeyecek

Haberler
İçeriği Paylaş

Mahkeme kayıtlarında yer alan bilgilere göre, savcılık Bulgarlaştırma süreci davasının sonuçlandırılmaması nedeniyle iki davada daha tazminat ödemeye mahkum edildi. Mahkeme, her iki dava sonucunda da savcılığı 30 000 leva tazminat ödemeye mahkum etti.

Birinci dava F. İ. isimli mağdur tarafından açıldı. Mağdur, Bulgar Komünist Partisinin (BKP) totaliter rejimi tarafından etnik Türklere karşı uygulanan zorla asimilasyonundan mustarip olduğunu iddia ederek 100 000 leva tazminat talep etti. Mağdurun dava dilekçesinde anlattıklarına göre, 24 Ocak 1985 tarihinde iş başındayken yanına gelen polis memurları tarafından gözaltına alındı, karakola götürülüp sorgulandı ve dayak yedi. Momçilgrad İlçe Emniyet Müdürlüğünde bir hafta gözaltında tutulan mağdur oradayken sürekli taciz edildi. Daha sonra zihinsel ve fiziksel tacizin devam ettiği Kırcaali İl Emniyet Müdürlüğüne götürülen F.İ., 25 Şubat 1985 tarihinde başka 7 kişiyle birlikte o zamanki Belene Adası’nda bulunan toplama kampına götürüldü. Tutuklu kaldığı sürede ailesi sürekli taciz edildi. Eylül 1985’te serbest bırakıldı. Haziran 1989’da polis karakoluna çağrıldı ve kendisinden pasaport çıkarmak için ailesinin fotoğraflarını getirmesi istendi. 1989 yılının 15 Haziran’ı 16 Haziran’a bağlayan gecenin sabahında polis memurları evine geldi ve aileye giyinip ülkeyi terk etmelerini söyledi. Aile üyelerinin yanlarına bagaj almaya bile vakitleri yoktu ve köyden yaklaşık 5 km uzağa götürüldüler.

F. İ. ayrıca 10 Kasım 1989’dan sonra basından Bulgarlaştırma süreci ile ilgili soruşturma başlatıldığını öğrendiğini anlatıyor. F. İ.’nin tanık olarak dinlendiği soruşturma şu ana kadar henüz bitmedi. Bu nedenle, F. İ. dava dilekçesinde bunun davanın makul bir süre içinde görülmesi ve karara bağlanması hakkını ihlal ettiğini, 27 yıldır olumsuz duyguların kendisini rahatsız ettiğini ve iç huzurunu bozduğunu vurguluyor.

Sofya Kent Mahkemesi hakimi Nevena Çeuz’un imzası olan kararda, “Soruşturma süresi, suçun soruşturulması için mutlak zamanaşımı süresini önemli ölçüde aşıyor. Davanın olgusal ve/veya hukuki karmaşıklığına ilişkin hiçbir husus, uygulamada adaletin reddi anlamına gelen yargılama öncesi soruşturma işlemlerindeki gecikmeyi haklı çıkaramaz veya mazur gösteremez” deniliyor. Hakim, mağdura ödenecek tazminat miktarını 30 000 leva olarak belirliyor.

İkinci davadaki karar da hakim Çeuz tarafından verildi. Hakim, aynı gerekçelerle 100 000 leva tazminat talep eden N.R. isimli mağdura da 30 000 leva tazminat ödenmesine karar verdi. N. R.’nin dava dilekçesinde de benzer olaylar anlatılıyor. N. R., o sıralarda öğretmendi ve Bulgarlaştırma sürecine karşı çıktığı için işten atıldı. Kendisine eski gizli istihbarat servisi DS ile işbirliği yapma teklif edildi, ancak öğretmen bunu reddetti. İşten çıkarıldıktan sonra 1982’de Kırcaali’deki Kurşun ve Çinko Fabrikası’nda çalışmaya başladı ve 29 Aralık 1984’e kadar çalıştığı fabrikada tutuklandı ve bir gece tutuklu kaldığı Kırcaali’deki polis karakoluna götürüldü. 30 Aralık’ta yargılanmadan ve mahkum edilmeden Belene toplama kampına götürüldü. N.R., orada günlük işkenceye, şiddete ve psikolojik baskıya maruz kaldı. Ağustos 1986’da, ayrılmasına izin verilmeyen Gorna Verenitsa köyüne zorla yerleştirildi. Burada serbest bırakıldığı Eylül 1988’e kadar yerel bir kooperatifte çalıştı. Memleketine geri döndüğünde tekrar Kurşun ve Çinko Fabrikası’nda çalışmak zorunda kaldı. Haziran 1989’da ailesiyle birlikte Türkiye’ye sınır dışı edildi ve orada sağlığı ve psikolojisi bozuk bir halde parasız pulsuz, malsız mülksüz hayatını yeniden kurmak zorunda kaldı.

Her iki dava kararı da nihai değildir ve Sofya İstinaf Mahkemesi nezdinde temyiz edilecek.

 

Kaynak: KIRCAALİ HABER


İçeriği Paylaş