Mevsimsellikten arındırılmış verilere bakıldığında, 8 çeyrektir ekonomide büyümenin devam ettiğini belirten TSKB ekonomisti Başar Yıldırım da, ekonomide, özel tüketim ve yatırımların ekonomik aktivitenin kuvvetli destekçisi olmaya devam ettiğini, diğer yandan genişleyen dış ticaret açığının büyüme üzerinde negatif etki yaptığını kaydetti. Yıldırım, “Özel tüketim ve yatırım tarafındaki güçlü seyir, son dönemde piyasada sıkça duyulan ‘aşırı ısınma’ konusunu bir kez daha gündeme taşıyabilir. 2011 birinci çeyrek büyüme rakamları, bu söylemi teyit edecek niteliklere sahip olsa da yılın ikinci çeyreğine dair verilerde gözlenen seyre bağlı olarak ‘aşırı’ ısınma tabirini kullanmak için verilerin bir müddet daha izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu. Başar Yıldırım, yılın geri kalan bölümünde, gerek sanayi üretimi ivmesinde gözlenen düşüş, gerekse Merkez Bankası politikalarının kredi büyümesi üzerindeki etkilerine bağlı olarak ekonomik büyüme hızının azalmasını öngördüklerini kaydetti. Büyüme rakamlarının Türkiye ekonomisindeki toparlanmanın ivme kazanarak sürdüğüne işaret ettiğini belirten HSBC Stratejisti Fatih Keresteci ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Beklentilerin üzerinde kalması, harcama tarafının çok canlı olması ve genele yayılan bir eğilim olması, Türkiye ekonomisindeki canlanmanın tahminlerin de ötesinde olduğuna işaret ediyor. Bu tablo Merkez Bankası’nın politikanın teşhis kısmını destekliyor. Tedavi yöntemine ilişkin kuşkularımızı ve endişelerimizi korumaya devam ediyoruz… Ancak, ekonomideki canlanmanın tahminlerin de ötesinde olduğuna işaret etmesi nedeniyle iç talepteki canlanmaya daha doğrudan ve etkili yöntemlerle müdahale edilmesinin gerekliliğini ortaya koyuyor.”
Merkez Bankası bir süredir alışılagelmişin dışındaki para politikasını sürdürürken, analistler, bu politikaya ilişkin soru işaretlerinin bulunduğunu ifade ediyor. Bazı analistler, Merkez Bankası’nın faiz artırımına gitmesi gerektiğini savunurken, TL yılbaşından beri bu endişelerle diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre daha olumsuz performans gösteriyor.
Kişi başı gelir 10 bin 79 dolar
TÜİK verilerinden yapılan hesaplamaya göre, mart ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde (dört çeyrek) cari fiyatlarla yıllık Gayri Safi Yurtiçi Hasıla 1 trilyon 148 milyar 391,4 milyon lirayı aştı. GSYH’deki bu artışla birlikte, kişi başına düşen gelir 15 bin 731 lira oldu. Hesaplamalarda TÜİK’in milli gelir hesaplarında 2010 yılı için 73 milyon 3 bin olarak kullandığı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verileri dikkate alındı. Son bir yıllık dönemde dolar cinsinden GSYH 756 milyar 304 milyon dolar olarak gerçekleşirken, kişi başına gelir de 10 bin 360 dolar olarak belirlendi. 2010 sonunda kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla değeri cari fiyatlarla dolar bazında 10 bin 79 dolar, TL bazında ise 15 bin 138 TL düzeyindeydi. Böylece ekonomideki yılın ilk çeyreğinde kişi başına gelir dolar cinsinden 281 dolar, TL cinsinden 593 lira arttı.