Romanlar, ayrımcılığa rağmen başarmak için çabalıyor

Balkanlardan Haberler
İçeriği Paylaş

Uluslararası Roman Günü münasebetiyle, Avrupa ve uluslararası kurumlar bölgedeki Roman toplumlarının entegrasyonu yönündeki çağrılarını yineledi.

8 Nisan’da, AB ve üye ülkeleri kıtanın en büyük azınlığının ekonomik ve sosyal açıdan marjinalleştirilmesini kabul etmeyeceğinin altını çizdi.

Birlik yaptığı açıklamada, “Roman halkının durumunu iyileştirmek Avrupa’nın önündeki en büyük sorunlardan biridir. Onların günlük yaşamlarında gerçek bir değişiklik yaratmak için uzun vadeli taahhütlere, yeterli kaynaklara ve yerel, bölgesel, ulusal ve Avrupa düzeyinde ortak eylemlere ihtiyaç var.” dedi.

“AB güçlü bir eylem çerçevesi, Üye Ülkeler de Romanların topluma kazandırılmasına ilişkin ulusal stratejiler hazırladı. Şimdi önemli olan, bu politikaların uygulanmasını sağlamak.”

10 ila 12 milyon arasındaki nüfuslarıyla Avrupa’nın en büyük etnik azınlık gruplarından birisi olan Romanlar, aynı zamanda tartışılır biçimde en çok ayrımcılığa maruz kalan toplum. Çoğu orta ve doğu Avrupa ve Balkanlar’da büyük sefalet içinde yaşıyor; eğitim ve okuryazarlık oranları düşük ve işsizlik oranları olağanüstü yüksek. Çoğu resmi olarak uyruksuz. Kimlik belgeleri olmadan sosyal programlara ve yardımlara ulaşamıyorlar.

Azınlıkların durumunu iyileştirmek için çabalayanlardan biri de, Kosova’daki bir kadın Roman aktivist olan Shpresa Agushi. Üç çocuk annesi, on yıldan uzun süredir Romanların önde gelen savunucularından biri olarak çalışıyor.

Agushi, “Romanların durumu üzerinde başarılı bir etki yaratmak için, etkili bir eğitime, cinsiyet eşitliğine ve istihdam politikalarına acil ihtiyaç var.” dedi.

Aktivist, bölge kanunlarında azınlıklar ve kadınlara yönelik yasal destek eksiği olmamasına rağmen, bu yasaların gereken şekilde uygulanmasında yetersizlik olduğunu kaydetti.

Bosna-Hersek’te (BiH), Romanlar ülkedeki en büyük etnik azınlığı oluşturuyor. BiH Sivil İşler Bakanlığı’ndan elde edilen veriler ülkedeki Roman sayısını 40 bin civarında gösterse de, STK’lar asıl rakamın bunun iki katından fazla olduğu görüşünde.

BiH’deki Roman toplumunun ulusal koordinatörü Hedina Sijercic, gerçeğin çok sayıda Roman’ın kendisini Roman olarak değil, çoğunluk ulusunun üyeleri olarak tanımlamak istemesi olduğunu ileri sürdü.

SETimes‘a konuşan Sijercic, “Bu yüzden kaç tane Roman olduğunu bilmemiz mümkün değil.” dedi.

Ancak maruz kaldıkları marjinalleştirmeye rağmen, bölgedeki çok sayıda Roman başarılı olmakta kararlı.

23 yaşındaki Dragana Seferoviç, hayatı boyunca uğraşarak bir balerin, bale hocası ve öğrenci olmuş. Saraybosna’da yaşayan Dragana, burada Spor ve Beden Terbiyesi Fakültesi’nde okuyor ve Zenica’daki Ulusal Tiyatro’da bale dersleri veriyor.

SETimes‘a konuşan Seferoviç, “Kendimle gurur duyuyorum ve diğer Roman çocuklarına her şeyin mümkün olduğunu gösterdiğim için mutluyum. Hayallerinden asla vazgeçmemeliler.” dedi.

Seferoviç çocukken anne ve babası tarafından terk edilmiş ve kendisini Bjelave’deki Terk Edilmiş Çocuklar Yurdu’nda bulmuş. Zaman içinde oradan, Saraybosna’da ailelerinin tıbbi, ekonomik ve başka nedenlerden ötürü bakamadığı ve terk edilmiş çocukları barındıran ve bakımlarını sağlayan bir STK olan SOS Çocuk Köyü’ne gönderilmiş.

“Bosna’da, Roman olmanın ne demek olduğunu anladım.” diyen Seferoviç, Romanların Bosna toplumundaki önyargı ve damgalamayla başa çıkmasının zor olduğunu sözlerine ekledi.

Başta altı yıl burs aldığım Education Builds BiH olmak üzere Roman halkına yönelik farklı örgütler ve programlardan destek gördüğüm için şanslıydım. Onların yardımıyla iki lise bitirdim ve şimdi de fakültenin üçüncü yılındayım.”

Roman nüfusunun yaklaşık 5 milyon olduğu Türkiye’de, eğitim seviyesi düşük. Roman çocuklarının yaklaşık yüzde 7’si lise veya üniversiteden mezun olurken, iş bulma olanakları çeşitlilikten yoksun.

Fakat Elmas Kara Arus, bu çemberi kırarak yaşıtlarına başka bir dünya olasılığını göstermiş bir Roman.

Toplumunun geleneksel yaşam tarzına rağmen, Arus liseye gitmiş ve önce Trakya Üniversitesi medya bölümünden, daha sonra da İstanbul Üniversitesi’nden mezun olmuş.

Arus, tanınmış bir belgesel yapımcısı ve merkezi İstanbul’da bulunan ve Türk toplumunda Roman haklarını savunan Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin Başkanı.

SETimes‘a konuşan Arus, “Çocukluğumu, kuzeydeki Amasya şehrinde yarı gezgin bir ailede geçirdim. 7 yaşımda İstanbul’a geldik. Babamın çabalarıyla, yaşıtlarım arasında ilkokula giden az sayıdaki kız çocuğundan biriydim.” dedi.

Romanya’da, Roman nüfusu yüzde 3,2 ile Macarlardan sonra ülkedeki en büyük ikinci etnik azınlığı oluşturuyor.

19 yaşındaki Roman Tıp Fakültesi öğrencisi Florin Dumitrache, Bükreş’in yaklaşık 50 kilometre güneydoğusundaki bir köyden geliyor.

SETimes‘a konuşan Dumitrache, “Okulu hiç ihmal etmedim, çünkü izlemem gereken bir yolum olduğunu biliyordum. Toplumun geri kalanından farklı, ama aynı zamanda onlara iyi örnek olmak istiyordum.” dedi.

Florin, ActiveWatch adlı STK’nın kurduğu Roman Tıp Profesyonelleri adlı bir projede yer alıyor.

Etnik kökeniyle ilgili önyargıların hâlâ mevcut olduğunu söyleyen Florin şöyle devam ediyor: “Ama karşılaştığım insanların çoğu beni olduğum gibi kabul ediyor.”

Bu haber, muhabirler İstanbul’dan Menekçe Tokyay, Belgrad’dan Katica Djuroviç, Bükreş’ten Paul Ciocoiu, Üsküp’ten Biljana Lajmanovska ve Priştine’den Safet Kabasaj’ın katkılarıyla hazırlanmıştır.

Bölge hükümetleri Romanların topluma katılımını hızlandırmak için neler yapabilir? Düşüncelerinizi yorum bölümünde bize aktarın.

Bu içerik SETimes.com için hazırlanmıştır.

İçeriği Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.