Mestan, kendisini casuslukla suçlayan herkese karşı dava açacak

Haberler
İçeriği Paylaş

Bağımsız milletvekili Lütfi Mestan, Mecliste basına yaptığı açıklamada Hak ve Özgürlükler Hareketi’nden (HÖH) ihraç edilip Başkanlıktan alınması ile ilgili olaylardan dolayı basın temsilcileri dahil, kendisinin Türkiye lehine casusluk ve vatan haini olduğunu iddia eden tüm tüzel ve gerçek kişiler hakkında avukatlarının somut bilgi topladıklarını bildirdi.

Mestan, bir ülkenin büyükelçiliğine ziyaretin suç olmadığını belirterek, Türkiye Büyükelçisine yaptığı ziyaretin önceden planlanmış olup, Büyükelçilik rezidansında birkaç saat kalmasını gerektiren nedenleri yeniden izah etti.

Yeni bir parti kurarsa nasıl bir profile sahip olacağı sorusuna Mestan, somut bir cevap vermeyip, böyle bir parti kurma projesinin peşinen İslam çizgisinde bir parti olarak belirlenmesinden duyduğu şaşkınlığı dile getirdi. Gazetecilere dönerek, “Ben İslamcı biri olabilir miyim?” diye retorik soru yöneltti. Ancak kendisinin ve onunla birlikte HÖH Meclis Grubundan ayrılan milletvekillerin iktidara karşı muhalif olacaklarına dair kesin kanaat getirdi. “HÖH seçmenleri partinin Mecliste kendilerini temsil etmediğini düşünüyorlar, ben ve benim meslektaşlarım bunun siyasi sorumluluk olduğunu düşünüyoruz. Onların temsili sorunu çözümsüz kalıyor. Biz meslektaşlarımızla birlikte bunun siyasi sorumluluğunu taşıdığımızı düşünüyoruz” diyerek, HÖH’ün kendilerini Mecliste temsil etmediğini düşünen seçmenlerden dolayı kaygılandığını paylaştı. Milletvekili, kendisine karşı yürütülen karalama kampanyasının artık çocuklarına da etki yarattığını ifade etti.

Mestan’ın ifadesine göre kendisine karşı hamle atmasına imkan verilmeyen bir strateji uygulanıyor. Hiç kimseyle söz düellosuna girmeyeceğini, ancak olgulara dayanan ilkeli pozisyonları ifade edeceğini kaydetti.

Kendisiyle birlikte HÖH Meclis Grubundan ayrılan milletvekillerin hala gelecekte siyasetle ilgili planlarını açıklamamalarına rağmen sözel saldırıya uğradıklarını belirtti. Mestan, “Amaçları, ilk olarak manevi gücümüzün tamamen kırılması, ikincisi hamle atmamıza imkan verilmemesi ve üçüncüsü de en önemli hedef-henüz yeni bir parti kurma niyetimizi açıklamamışken sözde olan bu partinin artık İslam çizgisinde olduğunun duyurulmasıdır. Bir partinin Türkiye yanlısı olduğu veya İslam çizgisinde bir politika izlediğine nasıl karar veriliyor? Bu kararın partinin kuruluşunda kabul edilen parti programına dayalı olması gerekir” dedi.

Kaynak: Kırcaali Haber


İçeriği Paylaş