Kırcaali Medresesi ile İlgili İade Davası Başladı

Balkanlardan Haberler
İçeriği Paylaş

Bulgaristan Başmüftülüğü’nün komünist rejim döneminde ve daha öncesinde el konulan vakıf mallarının iadesi için yürüttüğü hukuk mücadelesi sürüyor.
Bu kapsamda, Türklerin yoğun yaşadığı Kırcaali’deki medrese binasının iadesi için Başmüftülük tarafından açılan davanın ilk duruşması, Kırcaali İl Mahkemesi’nde görüldü.
Başmüftülüğün avukatı Krasimir Ruev, Bölgesel Kalkınma Bakanlığı’nın sunduğu Tarih Müzesi olarak kullanılan medrese binasının devlete ait olduğunu gösteren üç noter anlaşmasının geçersiz olduğunu belirterek, ellerinde bina arazisinin Müslüman cemaati tarafından satın alındığına dair 1922 tarihli noter belgesi bulunduğunu söyledi.
1923-1928 arasındaki vergi kayıtlarından da arazinin Kırcaali Müslümanlarına ait olduğunun görüldüğünü belirten Ruev, medrese binasının kaba inşaatının da aynı yıllarda yapıldığını ifade etti.

 

Kırcaali Medrese binası Müslümanların dişinden tırnağından artırdığı paralarla yapılmıştı
Kırcaali Medrese binası Müslümanların dişinden tırnağından artırdığı paralarla yapılmıştı

Müslümanların bağışlarıyla yapıldı
Ruev, bölgede yaşayan Türk ve Müslümanların kurban derilerinin bağışlanmasıyla elde edilen gelirle ve tütün tüccarlarının bağışlarıyla inşa edildiği belirtilen Kırcaali Medresesi’nin yapımında gönüllü işçilerin çalıştığını söyledi.
Medresenin birinci katında 1931’de dini okulun faaliyete geçtiği ancak 1941 yılında bölge yönetiminin kullanımında olan Kırcaali Medresesi’nin 1994 yılına kadar askeri yetkililerin kontrolünde bulunduğu, 1950 yılına gelindiğinde ise devlet tarafından el konulduğu kaydedildi.
Başmüftülüğün avukatı Ruev, Bulgaristan Çarlığı ile Osmanlı arasındaki 1909 tarihli müftülük konularını düzenleyen anlaşma gereğince Kırcaali Medresesi’nin iadesini talep etti.
Valilik: “İade için dayanak yok”
Davanın tarafı konumundaki Bölgesel Kalkınma Bakanlığı’nı temsilen Kırcaali Valiliği’nin avukatı Vasil Radev ise medresenin devlete ait olduğunu gösteren noter anlaşmalarının yasal olduğunu belirterek, binanın büyük bölümünün devlet kaynakları kullanılarak inşa edildiğini ileri sürdü.
Bulgaristan Başmüftülüğü’nün binanın yapıldığı dönemdeki Müslüman cemaatin varisi olmadığını iddia eden Vasil Radev, süre aşımını da göz önünde bulundurulması gerektiğini öne sürdü. Radev, binanın Müslümanlara iadesi için dayanak bulunmadığını savundu.
AA


İçeriği Paylaş